Monday, September 29, 2014

Sünnet Hakkında Notlar (Neden Müslüman Değilim 2. Yazı)


Not: Bu yazıda çoğu lise ve üniversite çağında okuduğum ve kaybettiğim kitaplar söz konusu olduğundan kaynak veremiyorum. Ancak burada verdiğim çok genel bilgiler. Hatalı olduğumu düşündüğünüz her hangi bir noktayı düzeltebilirsiniz. Bunun dışında burada yazdıklarımı mutlak doğrular olarak değil de benim yolculuğumun bir parçası olarak kabul edin. Siz kendiniz bir karara varmadan önce kendi araştırmanızı yapın.

“Sünnet, insanın imanının etrafını çevreleyen bir koruyucu kalkan gibidir. Eğer o ortadan kalkarsa, bir Müslüman’ın imanı zayıflar, dinden çıkması kolaylaşır.” Kelimeleri yanlış hatırlıyor olabilirim, ancak bu cümlenin bir benzeri hatırladığım kadarı ile dindar Müslüman bir arkadaşımın bana verdiği İslam’ı anlatan bir kitapta yer alıyordu. İlginç bir şekilde benim “Müslüman değilim” dememe yol açan süreç de bu cümleyi doğrulayacak derecede gerçekleşti. Çünkü Kuran’ı okuduğum yazdan çok daha önce, ABD’ye bile gelmeden önce, sünnet benim için problemli bir kavramdı.

Okuduğum ya da dinlediğim kadarı ile Sünni İslam’a inanan insanların büyük çoğunluğu için sünnet İslam inancının önemli bir parçası idi. Farz olan hükümler doğrudan Allah’ın emirleriyken, sünneti Hz. Muhammed’in sözleri ve Müslümanlara örnek olacak davranışları oluşturur. Müslüman arkadaşların bir bölümü buna itiraz edebilir ama benim gözleyebildiğim kadarı ile sünnet çoğu Sünni için farza çok yakın derecede önemlidir. İyi bir Müslüman olmak isteyen insanların, sadece Allah’ın emirlerine uymakla sınırlı kalmaları, Hz. Muhammed’in yaşamını da örnek almaları ve onun sözlerine, tavsiyelerine uymaları beklenir. Bu bakış açısına göre Hz. Muhammed biz 21. Yüzyıl Müslümanlarının, veya Hz Muhammed’in öldüğü 632 sonrasında yaşamış hiçbir Müslümanın ulaşamayacağı kadar mükemmel, Allah’a yakın ve İslam’ın değerlerine uygun bir yaşamdır. Hz. Muhammed’in yaşadığı yıllardaki İslam toplumu da bir daha hiçbir zaman kurulamayacak kadar İslam’a uygun bir düzene sahip bir İslam toplumudur. Öyle ki, konuştuğum kimi dindar arkadaşlarım, Hz. Muhammed için geçerli olan tanımı, Hz. Muhammed’i görmüş tüm Müslümanlara, yani Sahabelere de genişleterek, bugün hiçbir Müslüman o günün Sahabeleri kadar imanlı olamaz demişti.

Yukarıda yazdıklarım, konuştuğum çoğu Sünni Müslüman arkadaşımdan duyduğum görüşler, okuduğum çoğu kaynak da bunu doğruluyor. Yine de bu konuda tam bir görüş birliği olmadığını söyleyebilirim. Hz. Muhammed’in yaşamının örnek alınacak yanları olsa da, bir insanın İslam’ın kurallarını belirlerken dikkate alınmasının sorunlu olduğunu, İslam’ın kurallarını belirlerken sadece ve sadece Kuran’ın dikkate alınması gerektiğini de söyleyen de vardı. Sonuç olarak Hz. Muhammed’in doğrudan söylediği sözler ile hayatının ayrıntılarının, benim inandığım dinin kurallarının belirlenmesinde rol oynaması benim kafamda da soru işaretleri yaratıyordu.

Önceliklikle sahabelerin, bugünkü hiçbir Müslüman’ın asla erişemeyecekleri derecede iyi Müslüman sayılmaları zaten tuhaftı. Sahebelerden Hz. Muhammed’e en yakın iki kişinin, Hz. Ayşe ile Hz. Ali’nin savaşa tutuştuklarını ve bu savaşta Müslümanların öldüğünü biliyordum. Yani bugün hiçbir Müslümanın erişemeyeceği kadar iyi Müslüman olan iki kişinin arasında ancak ölümüne bir mücadele çözülecek bir anlaşmazlık çıkabilmişti, dahası o anlaşmazlığın çözülmesi için başka insanlar da hayatlarını kaybetmişti. Okuduğum bir kitapta, bizlerin, bugünün bu Müslümanlarının bu anlaşmazlıklar üzerinde düşünmememizi, çünkü o anlaşmazlıkları anlayamayacağımız yazıyordu. Ama düşünmemek mümkün müydü?

Hz. Muhammed’in kendisi söz konusu olduğunda da kafamda soru işaretleri vardı. Sonuçta, Hz. Muhammed’in birden fazla eşi vardı. Benim o sıralar kendi kafamdaki İslam’ım kadın ve erkeği eşit kabul ediyordu. Hz. Muhammed’in köleleri vardı, benim kafamdaki İslam kölelere karşı idi. Hz. Muhammed’in o dönem, yani 600lü yıllarda yaşamış birisi için, çok ilerici birisi olduğunu, bir devrimci olduğunu, bir dahi olduğunu kabul edebilirdim, ki zaten bugün de ediyorum. Ama Hz. Muhammed’in yaşamının bütün ayrıtıları ile bugün 21. Yüzyılda yaşayan bizler için mükemmel bir örnek teşkil ettiğini, sadece o günün koşullarına göre değil, bugünün koşullarına göre de örnek teşkil ettiğini kabul etmek benim için çok zordu.

Bu konuda hiçbir mesele Hz. Muhammed ile Hz. Ayşe’nin evliliği kadar çarpıcı değildi. Hz. Muhammed ile Hz. Ayşe’nin evliliğinin zamanında bir hayli etkin olduğum Müslüman-Ateist Tartışma Platformu adındaki bir facebook grubunda en çok tartışılan meselerden birisi olduğunu belirtmeliyim. Oradaki Müslüman arkadaşlardan bir kısmı Hz. Ayşe’nin kim olduğu ve yaşamı konusunda fazla bilgili değildi. Müslüman olsun olmasın herkese önereceğim hayat öykülerinden birisidir Hz. Ayşe’nin yaşam öyküsü. Özellikle kadınlara. Bugün İslam ülkelerinin bazılarında kadının evinden dışarı çıkması bile yasaklanabilirken, Hz. Ayşe orduları yönetmiş çok güçlü bir kadındır. Okuduğum kaynakların önemli bölümü Hz. Ayşe’nin 7 yaşında Hz. Muhammed ile evlendirildiğini söyler. Hz. Muhammed öldüğünde ise Hz. Ayşe 17 yaşındadır. Bugün çoğu kız için evlenmenin bile çok erken olduğu bir yaşta, Hz. Ayşe dul kalmış ve bir daha evlenmemiştir.

Bu evlilikle ilgili söz konusu forumdaki arkadaşlardan birisinin Hz. Ayşe’nin aslında 7 yaşında değil 14 15 yaşlarında evlendiğini yazdığını belirteyim. Umarım bu doğrudur, ve umarım bugünün Sünni İslam Dünyasında bu bilginin doğruluğu kabul edilir diyorum. Ancak önce diğer argumanlardan bahsetmek sanırım daha doğru olacak.

Öncelikle Hz. Ayşe’nin kimsesiz bir kız olduğu, Hz Muhammed’in onu evlat edinmesinin yanlış anlaşılacağını düşündüğü için onunla evlendiğini yazan bir arkadaş vardı. Hz. Ayşe gerçekten kimsesiz bir kız olsaydı bile bu argumanın doğruluğu tartışılırdı. Ancak Hz. Ayşe öyle olmadığı için bunu tartışmaya bile gerek yok. Hz. Ayşe, kimsesiz olmak bir yana, o günün İslam Dünyasının Hz. Muhammed’den sonra en güçlü sayılabilecek adamının kızı. İlk halife Hz. Ebubekir’in kızı. Bu kadar güçlü bir adamın kızı olduğu halde, ya da belki de olduğu için, henüz bugünün ilkokul çocuğu sayılabilecek bir yaşta Hz. Muhammed ile evlendi.

İkinci arguman, o günün Arapların arasında kızların çabuk ergenlik çağına girdiği, o nedenle kızların erken yaşta evlenmelerinin normal olduğu yönünde. Öncelikle ergenlik çağına girmiş bile olsa (yani 13 14 yaşına gelmiş de olsa) bir kızın evlenmesinin normal olmadığını düşünüyorum. Ama bunu bir yana bırakalım. Bugün de Arap toplumu hala var olan bir toplum. 7 yaşında bir Arap kızının evlenmesinin sağlıklı bir durum sayılabilir mi? Ben sayılamayacağını düşünüyorum, 7 yaşındaki bir Arap kızı da gözleyebildiğim kadarı ile hala bir çocuk, bir yetişkin değil, bir ergen bile değil.

Üçüncü arguman, o günün Arap toplumunda bunun normal olduğu şeklinde. Ki bunun sünnet kavramının kendisi ile çelişki halinde olduğunu sanırım söyleyebiliriz. Sonuç olarak 7 yaşında bir kızın evlenmesi, o günün Arap toplumu, Arap toplumunu bir yana bırakalım, o gün Dünya’nın tamamı için son derece normal olabilir. Muhtemelen bir çocuğun evlenmesi, o günlerde bile sağlıksız da olsa, o günün insanları bunun farkında olmayabilir. O gün yaşamış bir insanın, ne kadar dahi, ne kadar devrimci, ne kadar sıradışı da olsa her şeyi düzeltmesini değiştirmesini, kendi yaşamı söz konusu olduğunda bile herşeyi aşmasını bekleyemeyiz.

Ancak Hz. Muhammed’in yaşamı bizim önümüze hemen hemen tüm ayrıntıları ile bugün de örnek almamız gereken bir yaşam olarak konduğunda bu savunma anlamsız olarak kalır. Sonuç olarak Hz. Muhammed’in 7 yaşında bir kız çocuğu ile evlenmesi bugün de örnek almamız gereken bir şey midir? Elbette Hz. Muhammed’in yaptığı herşeye herkes bire bir uymak zorunda da değildir, ama dindar bir  Sünni 7 yaşındaki bir kız çocuğunun evlenmesini sağlıksızdır veya yanlıştır diyebilir mi? O zaman Hz. Muhammed’in yaptığı evliliklerden birisi, bugün 21. Yüzyılda bizlerin yanlış ve sağlıksız kabul ettiğimiz bir evlilik olduğunu kabul etmiş mi oluruz?

Bu sorular kafamın içindeydi, ve ben bu soruları kendimce verdiğim basit bir cevap ile çözdüm. Hz. Muhammed, 7. Yüzyılda yaşamış bir insandı. Oysa Kuran 7. Yüzyılda yarattığının ötesine geçecek bir değişim yaratma kapasitesi taşıyordu. Zaman geçtikçe insanlar Kuran’ı daha iyi anlayacaklar ve kurallarını daha iyi uygulayacaklardı. Öyle ki, Kuran’daki kimi ayetlerin iki anlamının olabileceğini, bir anlamın ise 21. Yüzyılın değerlerini benimsemiş insanlarca anlaşılabileceğini düşünüyordum. Bu paragraftaki cümlelerin önemli bölümünün kimi Müslüman ülkelerde idam edilme nedeni olduğunu biliyorum. Ama ben bunlara gerçekten inanıyordum. Bu sözleri okuyan ve beni sapkın olarak görebilecek insanlara eğer rahatlayacaklarsa şunu söyleyebilirim, artık inanmıyorum. Bu cümleleri okuyan bir insan hemen arkasından şunu sorulabilir. Böyle düşünen bir insan olarak neden Kuran’ı okumadım? Neden hemen o anda, aklımdaki bu düşüncenin doğru olduğunu ispatlamak için çalışmadım? Sanırım korktum, yanıldığımdan korktum. Dolayısı ile Kuran’ı bu düşüncelerin kafamda belirdiği ilk günlerden çok sonra, yıllar sonra okudum. Sonuç açıktı. Yanılmıştım. Okuduğum Kuran, çok açıktı, şüpheye yer bırakmayacak kadar açık ve netti. Yanılmıştım.

Ancak Kuran’la ilgili yorumlarıma geçmeden önce, Hz. Ayşe ile ilgili dile getirdiğim ilk argumanın bile kere daha üstünden geçmek istiyorum. Okuduğum ve dinlediğim çok kitap, insan ve video aksini de söylese de, Hz. Ayşe’nin aslında 14 15 yaşlarında Hz. Muhammed ile evlendiğini savunanlar var. Bu konudaki düşüncemi bir kere daha yazmak istiyorum. 14 15 yaşın evlenmek için sağlıklı olup olmadığı tartışmasını bir yana bırakıyorum ve inşallah bu doğrudur ve doğru olduğu Sünni İslam Dünyasında kabul edilir diyorum. Çünkü gördüğüm ve okuduğum kadarı ile İslam Dünyasının önemli bir bölümünde insanlar hala 6 7 yaşlarındaki kızlarla evlenebiliyor. Hz. Muhammed’in yaşamının her hangi bir bilimsel veriden, bir ideolojik değerden çok daha sağlıklı ve doğru bir rehber olarak kabul eden bir insana, ya da bir cemaate, 6 7 yaşlarında bir kızın evliliğinin o kız için sağlıklı olup olmadığını tartışmak mümkün değil. Ben kızların, Arap, Türk, Berber, Acem, Afgan, Hintli ya da Afrikalı Amerikalı bir kızların çocukluktan çıkmadan, gerçek bir yetişkin olmadan evlenmemesi gerektiğini, çocuk yaşta yapılan evliliklerin kızlara (ve erkeklere) zarar verdiğini düşünüyorum. O nedenle umarım, Sünni Müslümanların önlerinde, örnek olarak gördükleri Hz. Muhammed ile 7 yaşındaki Hz. Ayşe’nin evliliğinin gerçekten olup olmadığı, Hz. Ayşe’nin aslında çocuk değil de, hiç değilse ergen sayılacak yaşta olup olmadığı tartışılmaya başlanır. Bu şekilde İslam Dünya’sında var olan bu tür evliliklerin de ne kadar sağlıklı olduğunun tartışılacağını umud ediyorum.

4 comments:

  1. This comment has been removed by the author.

    ReplyDelete
  2. İslam içinde birçok konuda birçok ayrılık olabilir.Ama bu islamın özünde bir doğru olmadığı anlamına gelmiyor.''Siz böyle yansıtmışsınız'' demiyorum yanlış anlaşılmasın.Belirtmek istedim.Her felsefi görüşün içinde farklılıklar,çeşitlilikler olabilir.Genel olarak islam dini için Kur'anın temel alınması gerektiğini söylemek isterim.Bu cümle oldukça sığ bir cümle gibi görülebilir.Yalnız Kur'an demek ''kuranı okuyup her şeyi anlayabiliriz'' anlamına gelmez tam olarak.Kur'anı anlamak için 7.yy diline hakim olmamız gerekiyor.Çünkü Kur'an o dönemin dili ile yazıldı.Bizi o dönemin diline yaklaştıracak kaynaklar ise hadisler,rivayetler vs. olabilir.Hadislerin bu noktada o dönemin dilini anlamak için seçilmesinin bir epistemolojik özelliği yok.O dönemde yazılmış herhangi bir metin de işimizi görecektir.Neyse daha fazla uzatmayayım bu kısmı.


    Kur'anın neden dinin kaynağı olarak kabul edilmesi gerektiğini açmak gerekir ancak bu çok teknik bir meseledir.Sayfalar sürebilir.O yüzden bu kısmı da atlıyorum.Dilerseniz ek araştırma yapabilirsiniz.


    Gelelim muhammed ile aişenin evlilik meselesine;Bu çok karmaşık hale getirilmiş,basit bir konudur.İnsanımız (ve ek olarak diğer müslümanlar) din hakkındaki bir meselede ilk olarak başvuracağı kaynağı bilmediğinden,bazı konular karmaşıklaşıp,hiç sonuca ulaşılamayacakmış gibi görünür.Hadislerde geçen yaşın doğruluğunu bilemeyeceğimizi düşünüyorum.Ek olarak ''Aişe 18-19'' yaşlarındaydı diyerek bu konuyu örtmeye çalışanların da argümanlarını temelsiz buluyorum.Başvurmamız gereken şey Kur'andır.


    (4/6) ''Yetimleri evlenme çağına varıncaya kadar gözetip deneyin. Akılca olgunlaştıklarını görürseniz mallarını kendilerine teslim edin. Büyüyünce ellerine alacakları düşüncesiyle o malları israfla tüketmeyin. İhtiyacı olmayan veli, yetim malına tenezzül etmesin. Muhtaç olan ise meşrû sûrette, ihtiyaç ve emeğine uygun olarak yararlansın. Onlara mallarını teslim ettiğinizde bunu şahitlerle tesbit ettirin. Allah hesab sorandır ve O’nun hesap sorması kâfidir.''

    Bu ayet ile kuranda evlenme yaşı kavramı olduğu anlaşılabilir.''Akılca olgunlaşmak'' şart koşulmuş.Ayeti ayrietten açıklama gereği duymuyorum.Dilerseniz başka meallere de bakabilirsiniz.

    Benim dini içerikli yazım burada bitiyor.

    Diyelim ki bu yaş doğru olmuş olsun (ihtimal vermesem de).Biyolojik olarak cinsel birleşmeye hazır olan bir bireyin evlenmesini,kültürel değerler dışında yanlışlaya bileceğiniz bir ontolojik kaynağınız var mı ?

    Şimdilik bu kadar yeter heralde,yanıtlarınızı bekliyorum.Selamlar.

    ReplyDelete
  3. Diyelim ki bu yaş doğru olmuş ile başlayayım. Eğer 9 yaşında Hz. Muhammed ile Hz. Ayşe evlenmişse, bildiğim kadarı ile bu mesele tarihi bir mesele demek olanağı ve hatta kültürel yoktur, Sünneti Hz. Muhammed'in yaşamını ve sözlerini rehber olarak alan Müslüman bir insan için. Meseleyi şu şekilde dile getirirsem sanırım daha açık olur. Hz. Muhammed'in yaşamının kimi ayrıntılarının onun yaşadığı çağ ve coğrafya için doğru olduğunu ama günümüz çağı ve koşullarında yanlış olduğunu söyleyebilir miyiz? Bunu söylediğimizde, aslında Hz Muhammed'in yaşamının her çağ ve coğrafyada Müslümanlara rehber olacak yanları ile, kendi çağına ve yaşadığı zamana özgü yanlarını birbirinden ayırmanın bir yolunu bulmak gerekir, aksi taktirde Hz. Muhammed'in yaşamı yani sünneti günümüz Müslümanları için bir rehber olması mümkün değildir. Söz gelimi, ticari meselelerde Hz. Muhammed'i örnek almak doğru ama evlilik konusunda örnek almak yanlış diyebilir miyiz? Günümüz Türkiyesi'nde mesela 9 yaşında bir kızla evlenen bir Müslüman ben Hz. Muhammed'i örnek alıyorum dediği zaman, sünneti rehber olarak kabul eden bir Müslüman buna karşı ne diyebilir? Ya da o da ticari bir konuda Hz. Muhammed'i örnek alan bir Müslüman'a, bence Hz. Muhammed'in ticari yaşamı da MS 7. Yüzyıl Arabistan'ı koşullarında değerlendirilmelidir, günümüz koşullarında Hz. Muhammed'in ticari yaşamı örnek kabul edilemez diyemez mi? Yani Hz. Ayşe'nin Hz. Muhammed ile 9 yaşında evlendiğini kabul etmek, ama günümüzde Türkiye'de kızların 9 yaşında evlenmelerinin yanlış olduğunu savunmak, İslam'ın tamamını olmasa da bildiğim kadarı ile sünneti tamamen çökertir. Kuran'ın ilgili ayetine gelince, farklı yorumlara açık gibi geldi bana. Akılca olgunlaşma 3, 4 yaşlarında gerçekleşmiş de sayılabilir, 21 hatta 25 yaşlarında da. Farklı yoruma açık olması elbette kötü bir şey değil. Ancak bugün İslam Dünyasının önemli bölümünde sanırım 9 10 yaşları en azından İslam açısından evlendirilmek için uygun yaşlar olarak görülüyor. Bu yorumun değişmesini isterim İslam Dünyasında.

    ReplyDelete
  4. Hz.Muhammed değil Kur'andır müslümanın rehberi.Dolayısıyla Hz.Muhammedin ne yaptığı,o dönemin insanını ilgilendiriyordu.Çünkü Kur'anı bilen,vahyi alan tek kişi o idi.İnsanlara vahyi anlatıyor,onların öğrenmelerini sağlıyordu.İnsanlarda vahyi alan tek kişi hz.muhammed olduğu için ona uymak zorundaydılar(Kur'an bütün olarak ortada yoktu).Sonuçta Hz.Muhammedin referansı Kur'andı,kendi kendine bilgi üretip insanlara uygulamalarını söylemiyordu.Kur'an'da ''Allaha ve resulüne uyun'' denmesinin nedeni budur.Bu yüzden Hz.Muhammed o dönem insanına rehber sayılabilir ancak günümüzde bu rehber Kur'andır.

    Hz.Muhammedin yapmış olduğunu sandığımız bir şey ''iyi ise'' yaparız,yalnız bunu hz.muhammed yaptı diye değil,iyi olduğu için yaparız.Kuran hz.muhammede elçilik dışında bir vasıf yüklemiyor.Yani helal-haram yetkisi Allah'a aittir (Bu dediklerim ne kadar geleneğe aykırı olsa da gerçek bu,dilerseniz ufak bir kur'an araştırması ile kendiniz görebilirsiniz).

    ''Akılca olgunlaşma'' kısmının neresi yoruma açık tam anlayamadım ? Akılca olgunlaştıktan sonra mallarını kullanabilecek bir konumda olması gerekiyor.10 yaşında bir çocuk ne kadar hakim olabilir ki mal varlığına,veya 15 ?

    Son kısıma katılıyorum.Malesef dediğiniz doğru.10 yaşına gelmeden çocuklar evlendirilebiliyor islam coğrafyasında.Gelenekçi (rivayetçi) zihniyet sonlanmadan bu gibi haberleri malesef duymaya devam edeceğiz gibi göünüyor.

    ReplyDelete