Ülkemizin 28 Şubat dönemi olarak bilinen dönemde türban
takan üniversite öğrencilerinin yaptığı eylemler, belki de ilk defa muhafazakar
kesimin yaptığı, ve solcuların bence neredeyse hiç soru sormadan destek vermesi
gereken ilk eylemlerdi. Evet sorulması gereken sorular vardı. Örneğin,
kendilerinin, türban takan kadınların üniversiteye girme hakkı için mücadele
eden kadınlar, başka kadınların hakları için ne derece mücadele edecekti? Türban
takan kadınlar başka Müslüman ülkelerde okula bile gidemeyen kızlara destek
olmayı düşünür müydü? Eylemler gerçek anlamda türban takan kadınların haklarını
savunmak amacı ile mi yapılıyordu, yoksa amaç Türkiye’yi adım adım belli bir yaşam
tarzına taşımak için yapılıyordu? Bu soruların her biri o gün, solcu kesim için
son derece gerçekti. Ancak 19 20 yaşındaki kadınlar, başlarına taktıkları bir
örtü yüzünden üniversiteye alınmadığında, ne kadar gerçek olursa olsun, bu
soruları sormanın ve cevapları beklemenin vakti değildi. O gün solcu ve
sosyalist kesim soru sormadan üniversite kapılarındaki türban takan kadınların
yanında olmalıydı.
Türkiye’de yakın zamanda adet olan siyasi söylemlerden
birisi. Sokağa çıkan ve kendisinin ya da başkasının hakkını arayan insanlara
soruluyor. Geçmişte 10 15 ya da 20 yıl önce başkaları hakkını ararken nerede
olduğu soruluyor. Bugün benim gibi 30 yaşında olanların bile liseli olduğu
yıllara ilişkin bir sorunun sorulması ne kadar sağlıklı tartışılır. Ama evet
bugün kendimi bir parçası olarak hissettiğim sosyalist siyasi hareketin o gün
ne kadar iyi bir sınav verdiğini tartışabiliriz elbet. Ancak böyle bir
tartışmaya başlamadan önce zannediyorum bizim de bugünün muhafazakarlarının
sorduğu soruyu sormaya hakkımız var. O gün türban eylemlerini yapanlar bugün
nerede?
Bir an için, türban takan olmayan kadınların haklarını bir
yana bırakalım, ya da doğrudan kadınlarla ilgili olmayan sorunları ve samimi
olarak şu soruyu soralım. 28 Şubatta eylem yapan kadınların ne kadarı gerçekten
türban takan bir kadının üniversiteye girme hakkı olduğuna inanıyordu? Acaba bu
eylemleri yapanlara göre bir kadının üniversiteye gitmesi kabul edilebilir bir şey
mi?
Ülkemizin güneyinde IŞİD adında bir örgüt var. IŞİD’in
kontrolü altındaki bölgelerdeki türban takan kadınlar, 28 Şubat Rejiminin
Türkiyesindeki türban takan kadınlardan çok daha kötü durumdalar. Üniversiteye
gidemiyorlar, ilkokula da gidemiyorlar, zorunlu olmadığı sürece sokağa bile
çıkamıyorlar. Ve bizzat eski dışişleri
bakanımız, şimdiki başbakan bu örgüte katılan Türklerin de olduğunu söyledi. Bu
sanırım, öncelikle 28 Şubat’ta üniversiteye başörtüleri ile üniversiteye girmek
için mücadele veren kadınları irkiltmesi gereken bir durum. Bugün açıkça
gördüğümüz bir durum var. Geçmişte 28 Şubat eylemlerine destek verip de, bugün
Türkiye’de IŞİD’e destek olan hiç kimse 28 Şubatta gerçekten samimi değildi.
Bugün Işid’i destekleyen hiçkimse 28 Şubatta türban takan kadınların hakları
için mücadele etmiyordu aksine onların kafalarında bir gün tüm kadınların
üniversiteye, okula gitme, hatta sokağa çıkma haklarının ellerinden alınacağı
bir Türkiye kurma hayali vardı ve o gün katıldıkları eylemleri kafalarında türban
takan türbansız tüm kadınların haklarını tehdit eden o Türkiye’yi kurmaya
yardımcı olacak bir adım olarak gördükleri için destekliyorlardı.
Bugün açıkça gördüğümüz bir şey var. IŞİD rejimi, Taliban
Rejimi, Suudi Arabistan Rejimi gibi rejimlerde, türban takan kadınlar 28 Şubat
Türkiyesi’ndeki olduklarından çok daha az özgürler. Kişisel olarak, türban
takan kadınların bizim ülkemizde özgürlükleri için mücadele etmiş olan ve eden
türbanlı kadınların, bu rejimler tarafından hakları ellerinden alınan kadınlara
destek olmalarının, onların bizim ülkemizde verdikleri mücadelenin inandırıcılığını
ve samimiyetini arttıracağını düşünüyorum. Sonuçta sadece kendisi için değil,
başkaları için de mücadele eden insanlar genellikle daha inandırıcıdır. Bu
rejimleri destekleyen, ülkemizde de böyle bir rejimin kurulmasını isteyen
kadınlar konusunda ise kafamda hiçbir şüphe yok. Bu kadınlar, gerçek anlamda,
daha özgür olacakları bir Türkiye için mücadele etmiyorlar. Bu kadınlar
“özgürlük mücadelesi”ni bir gün türbanlı, türbansız tüm kadınların haklarının
kısıtlanacağı bir Türkiye için araç olarak kullanıyorlar. Sanırım samimi olarak
daha özgür yaşamayı isteyen türbanlı kadınlara en büyük kötülüğü de onlar
yapıyor.
No comments:
Post a Comment